Uzun süre başını öne eğip telefona bakan insanların kafatasının alt kısmında, kemiksi boynuz yapıları ortaya çıkmaya başladığı keşfedildi.
Aklınıza toplu taşımada telefonuyla ilgilenen birini getirin. Herkesin aklına gelen kişi farklı olacaktır. Bazıları oturan, bazıları ayakta duran kişiler hayal edecektir. Bu hayali telefon severler esmer, sarışın, uzun, kısa, olabilir ancak hepsinin bir ortak özelliği olacaktır: Boyunları kambur, başları öne eğik şekilde ekrana bakıyor olmaları.
Gerçekten de insanlar, telefonlarını yukarıda bahsedilen şekilde kullanma eğilimindeler. Üstelik bu tek seferlik bir şey olarak değil, tekrarlanan bir davranış şekli olarak göze çarpıyor. Sonuç? İnsanların iskeleti yavaş yavaş bu yeni “duruşuna” alışmaya başlıyor.
Avustralya’daki Sunshine Coast Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan kafatasında kemiksi boynuz yapılarının ortaya çıktığını ortaya koydu. Bu yapılar, başımızı o pozisyonda daha kolay tutmamızı sağlayan, daha büyük ve güçlü kas yapılarını destekliyor.
Gençlerin daha hızlı şekilde geliştirebildikleri bu yapılar, normal şartlar altında çok fazla kullanmadığımız kaslarımızı, başımızı o şekilde tutmaya zorlamamızdan dolayı güçlendirdiğimiz için ortaya çıkıyor. Bu konuda detaylı bir araştırma hazırlayan araştırmacılar, yaşları 18 ila 86 arasında değişen binden fazla kişinin kafatasını taradı.
Dr. David Shahar önderliğinde gerçekleştirilen araştırmada, aşağıya uzun süre bakan insanların kafatasında bu çıkıntıların oluştuğu ortaya çıktı. Boynuz denince akla, alın bölgesinden çıkan ve yukarı giden yapılar geliyor ancak bu araştırmaya konu olan yapılar, ense kısmından aşağı doğru gidiyor ve kafa derisinin altında kalıyor.
Normalde az kullanılan bazı kaslar, sürekli aşağıda duran telefon ya da bilgisayarlara bakmaktan dolayı zorlanıyor. İnsan kafası, bu kaslar için epey ağır bir yapıdır. Yetişkin birinin başı ortalamada 5 kilogram ağırlığa sahiptir. Dr. Shahar’a göre boynumuzdaki zayıf kaslar güçlendikçe, iskelet de yeni kemik katmanları oluşturuyor. Böylece daha güçlü ve büyük kas gruplarını destekleyebiliyor.
Çıkıntıların ortalama 2,6 santimetre uzunluğa eriştiği de ortaya çıktı. Araştırmacılar, bu durumun sebebi olarak ise ‘elde taşınabilen teknolojik devrimi gösteriyor.
Araştırmalar, 2017 yılında Birleşik Krallık’taki insanların haftada 24 saati, yani günde 3,5 saati telefonlarına bakarak geçirdiğini ortaya çıkarmıştı.
Dr. Shahar ve ekibi, araştırmalarında “tekrar eden ve devamlı mekanik yüklenme” sebebiyle tendonların ve birleştirici dokuların geliştiğini söylüyor. Bu yapıların ortaya çıkmasını da ekran tabanlı aktivitelerin her yaştan birey tarafından yoğun şekilde gerçekleştirilmesine ve kötü duruşa bağlıyor. Bilim insanına göre bu yapıların bir zararı olmasa da gelişimleri engellenmezse insan vücudunda kalıcı olabilirler.